Nur üstünde nûrum,
Gönlü mahmur, sîmâsı mahzunum,
Bir önceki mektubumun son kısmında, hayatla ilgili tercihimi “olmak”tan ve “anda durmak”tan yana yaptığımı ifâde etmiş, ancak bunlarla tam olarak neyi kastettiğimi dile getirmemiştim. Bu ve bir sonraki mektubumda, zamana ve âna dair şeyler anlatacağım sana, umuyorum ki böylece ahvâlimi takrir ve efkârımı beyan etmiş olurum.
Sözlerim biraz muğlak, biraz çetrefilli, biraz girift gelebilir ilk başta, ama inan, sonunda göreceksin ki yaptığım, aslında senin bazılarını bildiğin ve kalanlarını da ruhî bir sezişle hissettiğin şeyleri bir kalıba dökmekten, yeniden formüle etmekten ibâret. Yazarlık dediğin biraz da böylesi bir söz sihirbazlığı değil midir zâten?
[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]