Her zaman çok çocuk sahibi olmak istemişimdir; ama bunu istememdeki temel saikin yine her zaman Türk milletinin istikbalini muhafaza etmek gibi ideolojik bir temeli olduğunu zannederdim; zira Türkeş de Türkiye’nin halihazırındaki nüfustan çok daha fazlasına yetebilecek bir ülke olduğunu söylemişti. Çoğalmalı, Türkiye’nin zaten hep güçlü olan genç nüfusunu diri tutmalı, düşmanlarımızın hasmane niyetlerine karşı alesta olmalıydık. Çocuk sahibi olmaktan ziyade cephane üretimine dönük militer niyetlerimiz vardı. Rıza Nur’un Uğuz Kağan Destanı’ndaki gibi çocuklarımız olacaktı:
“Samur omuzuydu ondaki omuz.
Göğsü ayı göğsü, beli kurt beli.
Ayağ’ at ayağ’, eli aslan eli.
Kahraman olsun diye uzun kollu.
Boyun boğa boynu. Yüzü öfke dolu.
Uğuz bu! Gözü ot, özü tuğruldu.
Yüreği onun çelikten yoğruldu.”
Tıpkı Divan edebiyatının “sevgili”si gibi eciş bücüş kahraman yaratıklar!