0,00 TRY

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Türkan Saylan’a Gecikmiş Bir Mektup Ya Da İdeolojik Körlüğün Dayanılmaz Hafifliği

Bundan tam 8 yıl önce “Türkan Saylan’a Mektup” adıyla Konya’da çıkan yerel gazete “Memleket”te bir yazı yazmış, vefâtının hemen ertesinde Türkan Saylan’la ilgili düşüncelerimi paylaşmıştım. Bizler çoğu defa içinde bulunduğumuz ideolojik körlükler münasebetiyle kimi değerleri tam olarak anlayamıyorduk. Söz konusu yazı da biraz buna işaret eden ve birbirimizi anlama çabasının ürünüydü. Fakat bu yazım sonrasında gördüm ki, bizler birbirimizi anlamamak için her türlü bahaneyi üreten bir toplum hâline gelmişiz. Türkan Saylan sonrası yazılanlar çizilenler aslında soğuk savaş döneminin izlerini taşıyan ideolojik kampların hâlâ dimdik ayakta durduğunu bir kez daha gözler önüne seriyordu.

Sabah erkenden Türkan Saylan’a son vazifemi yapmak, cenaze töreninde bulunmak, en azından arkasından bir Fatiha okumak için Fatih Ekspres’ten 11 trenine biletimi almış, İstanbul’a gitmek üzere evde hazırlıklarımı yapıyordum ki, telefonum çaldı. Karşıdaki ses “İnternet sitelerinde dolaşan ‘Bir İslâmcıdan Türkan Saylan’a Mektup’ başlıklı yazıyı okudun mu?” diyordu. Okumamıştım. Kimin yazısı diye sorunca “Abi senin yazından yapılan alıntı ve konuşulanlardan bahsediyorum, okumadın mı” demişti. Hemen adı geçen internet sitesini açtım ve yazıyı buldum. Söz konusu yazıda şöyle diyordu:

“Konya’dan yayın yapan ‘Memleket’ adlı sitede Mustafa Yiğit, Türkan Saylan’a mektup başlıklı bir yazı yazdı. Muhafazakâr kesime hitap eden sitede Mustafa Yiğit’in yazısı oldukça tepki aldı. Yiğit, mektup niteliğindeki yazısında:

‘Gecikmiş bir mektup bu aslında…

Çok önceleri yazacaktım…

Ama bir türlü cesaretimi toparlayıp yazamadım…

Hakkında o kadar çok şey söylendi ve yazıldı ki, benim yazdıklarım hafif bile gelebilir diye düşünüyordum.

Ancak sanırım sırası geldi.

Bu yazı, her şeyden önce ailemin ve benim sana vefa borcum.

Ben seni herkesten farklı tanıdım Türkan Teyze…’ diyor.

Yazıya okurlar çok fazla tepki göstermişler. Hatta bir okur, “Rızkını Türkan Teyzen mi verdi?” diye soruyor.

Bir başka okur ise: “Öncelikli olarak hem milliyetçi muhafazakâr olduğunuzu söyleyeceksiniz, hem de ideolojisi belli olan bir dernekten utanmadan, sıkılmadan burs alıp, sırf burs aldığınız için bu derneğin milliyetçi ve muhafazakâr fikirlere karşı yürüttüğü mücadeleyi tasvip edeceksiniz. Yazdıklarınızdan Türkan Hanım’ın başarılı olduğu sonucu çıkıyor, bir burs için ruhunuzu satmışsınız o anlaşılıyor.”

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz