Tanrılar panteonunu hiçbir zaman sevmemişimdir. Eski Türk inancının hiyerarşisinde idol olan Gök Tanrı’yı tek bırakmamız da her yönden işimize gelmiştir. Doğrusu eski bir sosyal medya paylaşımında da dediği gibi; bir tanesiyle zor anlaşırken birkaç tanesiyle uğraşmak hayli meşakkatli olurdu. O panteon ve hiyerarşi bugüne kadar gelseydi; televizyonlarda demokrasi müptezelliği yapanların Tanrılar panteonu için demokratikleştirme ve yeni idol Tanrı’yı milletin seçmesi ve de yeni seçime kadar milletin tercih ettiği Tanrı’nın idol görülmesi gibi ilâhî âlemi liberalleştirecek fikir çatıştırmalarını izler miydik? Doğrusu, yalnızca bu absürd komedya için panteonu isteyebilirdim sanırım.
Fakat ben her şeye rağmen Tanrı’nın “tek” olmasından ve onun da bir tarafıyla “Türk” olmasından gayet memnun ve mağrurum. Bu söz ilk başta kulak tırmalayabilir, bir ham Türkçü söylemi gibi görülebilir ve de mutlaka bizim gibi çekirdeğinde salt imân bulunan birilerine ağız dolusu tövbe ve istiğfar çektirebilir. Fakat ey kâri; bu satırların devamında imânının daha da berkleşeceğine seni temin eder ve devâm etmeni istirhâm ederim.
[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]