Vakit gece, daha bir mânâlı nağmeler.
Yıldızlar daha bir parlak,
içimizde büyüyen vâveylâ daha bir gür.
Geceleri kopan fırtına kim bilir
kaç umudu süpürür.
Vakit gece, dem uzun; fakat
her bahara duyulan hasret
biraz mahzun, biraz içli, biraz sakat…
Bu saatler tehlikeli saatler
Mahbube, sen uyu.
Saçların hengâmeli bir tuzak,
gözlerin dipsiz kuyu…
Vakit gece, daha bir mânâlı nağmeler.
Karanlık adamlar değiliz.
Bu saatlerde dikilir gönlümüze
masum, yaşamayı hak eden bir filiz
ve sökülür toprağından ilk ışıkla beraber.
Karanlığın adamlarıyız Mahbube,
geceye düşkünlüğüm bu yüzden.
Bu yüzden dolunaya tutkunluğum,
şiire sığınmam…
Sükûnete iştirakim bu yüzden!
Bu saatler tehlikeli saatler
Mahbube, sen uyu.
Varlığın bin baharı çağırır,
yokluğun kovalar binbir kuşkuyu…
Bu saatler tehlikeli saatler;
yaşamak için mânâ aranırken,
ölmek için sebepler bulunan saatler…
Karanlık adamlar değiliz,
karanlığın adamlarıyız!
[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]