Yorulmak iyidir.
İyi niyetle çalışırken, insanlara yararlı olmaya uğraşırken akan alınteri ve biriken yorgunluk, bir çeşit şeref madalyonudur. Hele de bu yorgunluğun maddî ve mânevî karşılığını almak, “Yorulduğuma değdi” diyebilmek, paha biçilemez bir şey…
Eğer bu değerli vargının tam karşı kutbuna berbat bir şey koymak gerekiyorsaben oraya ‘fuzûlî yorgunluğu’ -günlük hayatı dolduran verimsiz çalışmaları- koymayı tercih ederim. Keza nice çalışkan insanı yaptığı işten soğutan ‘takdir edilmemişlik ya da farkına varılmamışlık duygusu’ da yine o karşı kutupta yer alır.
***
Gerçek şu: Çok yoğun yaşamak, zamanı verimli ve kaliteli kullanmak anlamına gelmiyor.
Çağın en büyük yanılgılarından biri, yoğunlukla çalışkanlığı aynı şey sanmak…
Ne kadar yoğun gözükürsek ve bundan da ne kadar yakınırsak o kadar çalışkan gözükeceğimize inandırmışız kendimizi.
Maalesef!
[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]