15. Kayıt
Beni öldürende yoktur din iman…
Bugün uyandığımda almak istediğim en son haberlerden birini aldım. Savunmasız insanlar bebek katili PKK’lı teröristlerce tarafından öldürülmüştü. Aybüke Hoca’m, Necmettin Hoca’m, kardeşim Fırat, Bedirhan bebek…
***
Dün gece bir canlı yayın denemesi yaptık Sergen Çirkin ile. Açıkçası reytingimiz düşüktü ve fakat ben Sergen Çirkin gibi bir bilim uzmanıyla konuşmaktan çok zevk alıyorum. Genel arkeoloji ve Türkistan arkeolojisi üzerine yapmış olduğu çalışma gerçekten çok iyi. Türkiye sosyal bilimler alanında iyi insanlar yetiştiriyor.
Prensip olarak programa haftaya da devam etme kararı aldık çünkü az sayıda izleyici, galiba hemen hepsi arkeoloji ve tarih severdi, programın devamını istedi. Zaten biz de konuşacaklarımızın hepsini konuşamamıştık.
***
Kardeşim Rahmet Safa duyduğuma göre kilo almış. Normaldir ama ben karantina sürecinde kilo verdim. “Nasıl?” diye sorarsanız, dişlerim yüzünden. Karantina günleri başlamadan önce diş tedavisine başlamışlardı. Karantina başlayınca diş tedavisi de ertelendi ama bir sağda diğeri solda iki dişin tedavisi de yarım kalınca doğru düzgün bir şey yiyemez oldum.
Yaşama umudumu diş tedavime ve özlediğim yiyecekleri yiyebilmeye adıyorum bugün!
***
Yabancı dilden Türkçeye çevrilmiş kitap listemin ardından bugün Türkçe romanlar listesi yapayım madem:
– Refik Özdek/Ocağımız Sönmesin
– Tarık Buğra/Yağmur Beklerken
– Murat Menteş/Ruhi Mücerret
– Metin Savaş/Zemheri Kuyusu
– Nihal Atsız/Bozkurtların Ölümü
– Ahmet Hamdi Tanpınar/Saatleri Ayarlama Enstitüsü
– Peyami Safa/9. Hariciye Koğuşu
– Necip Fazıl Kısakürek/Çöle İnen Nur
– Kemal Tahir/Devlet Ana
– Erkan Göksu/Berzem
Html code here! Replace this with any non empty text and that's it.
“Yılları bir güne nasıl sığdırdın? Bana da söyle, ben de bileyim.”
Yukarıdaki şarkı sözünün, Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” romanının adından esinlenerek yazılmış olma ihtimali var. Bugün bu şarkıyı seçtim günlüğümü yazarken dinlemek için. Tam iki hafta geçti ve “İnsan sıkılan bir canlıdır” düsturundan hareketle yarından itibaren başka şarkı sözleriyle merhaba demek istiyorum sevgili günlüğüme.
Kaç günlüğün kasvetli havası yağmur vaat ederek ama neredeyse tek damla su bırakmadan yerini apaçık bir havaya bıraktı. Rüzgâr poyrazdan esiyor ayrıca, Kırım’ın havasını soluyor gibiyim balkonda. Doğanın yeşerdiğini, canlandığını görmek yaşama umudumu artırdı.
***
Evde oturmaktan son günlerde yemek yapma isteği uyandı bende ama ne zaman mutfakta bir şeyler yapmak için gezinsem annemin ve hanımın psikolojik taarruzuyla karşı karşıya kalıyorum. Oysa ben de Bleda Yaman gibi soğan doğramak, Veysel Gökberk Manga gibi yumurta kırmak, Erkan Çakıcı gibi patates kızartmak istiyorum arada, çok şey mi istiyorum?
***
Karantina altındayız ama bazı mücbir sebeplerden dolayı bazen dışarı çıkmak iktiza ediyor haliyle. Mücbir sebeplerin en başında elbette gıda maddelerinin sürekli tükenmesi var. İkinci bir mücbir sebep olarak bizim köyle şehir arasındaki neredeyse tek bağlantının “ben” olması. Köydekilerin şehirden herhangi bir ihtiyaçları varsa, genelde, bana iletiyorlar ve ben buradan o ihtiyaçları gidermeye çalışıyorum. Evdeki bakım onarım meselesi üçüncü bir mücbir sebep, özellikle su tesisatında yaşanan sorunları çözmek adına birtakım araç-gereç almak için evden çıkıyorum. Bugün ise bunlara bir yenisi daha eklendi, o da arabanın aküsünün bozulması. Hem de tabiri caizse durduk yere aküyü değiştirmek zorunda kaldım.
Dışarıya her çıkışım uzunca bir müddet tedirginliğe yol açıyor.
***
Birkaç kitap listesi oluşturmak için nasıl bir sınıflandırmaya gideceğimi pek düşünme şansım olmadı dünden bugüne. Madem öyle yalnızca kitapları ve yazarlarını yazayım ben de. Bugün yabancı yazarlara bakalım.
-Stefen King/Dolores Kleyborn
-Faye Kellerman/Jüpiter’in kemikleri
-Tolstoy/Savaş ve Barış
-Corç Orvel/Hayvan Çiftliği (Çocuklar için) veya 1984 (Yetişkinler için)
-Con Şıteynbek/Fareler ve İnsanlar
-Stefen Zvayg/Satranç
-Danyel Defoe/Robinson Kruz
-Gabriyel Garsiya Markuez/Albaya Mektup Yok
-Don Kişot/Miguel Servantes
-Cengiz Aytmatov/Gün Olur Asra Bedel
Mustafa kardeşim, 41.kayıtta bahsi geçen “Cinayet Süsü” filmini bir kaç gün önce ben de izledim. Genel olarak beğendim ama eğer eleştiri yazsa idim senin takıldığın yerlerin aynısını dile getirirdim.
Kayıtların 81’i bulur mu, ne dersin?
Esas sorun kayıtların 81’i bulması değil; esas sorun 82 ve sonrası zira hâlâ karar veremedim:
82 Kerkük mü; 82 Musul mu?
)))