0,00 TRY

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Mihrabım Diyerek

Biz seninle hiç şöyle baş başa güneylere inmedik ki… Bahar geldi yine, Ankara kaldırımlarını adımlayıp duruyorum. Ruhum Akdeniz ezgilerine açlık duyuyor, böyle ılık esen akşamlarda. Elinde midir insanın sen söyle, kulaklarımın dibinde buzukiler, gitarlar, flütler çalınıyor. Tam şu anda yüzümü yalayıp, saçlarımı bir omzumdan diğerine deviren rüzgâr bir dalganın koynundan daha yeni çıkmış gibi! Tuzlu, nemli ve nağmeli. Değil mi sen söyle? Nicedir kulakların işitmiyor, burnun koku almıyor senin. Şöyle başını bir kaldırıp da göğe baksan, küme küme göçen kuşların kanatlarında giden sergüzeştleri göreceksin. Hemen hepsi de elden kaçıp giden fırsatları bayrak etmişler kendilerine. Üzülüyorum aslında sana biliyor musun, ‘geçip giden ömrümdü’ diyeceksin bir gün. Demeyecek misin?

Ne zaman bıraktın sen sormayı? Ben ne ile meşguldüm senin bu cezir fasıllarında? Biz ki otururduk bir sobanın başında, çam kütükleri tupturuncu patlayarak alev alırken içerisinde, saatlerce neden diye başladığımız soruları nasıllara ekleyerek yorganımızı dokur, sabahında girip o yorganın altında, delikleri hep yamanmış uykuların, sonu kanat çırpışlı müşterek rüyalarına dalardık. ‘Neydi bir arada tutan şey ikimizi’ diye doğrudan sorardı bize radyodaki şarkıcı dönüş yolunda; dünyada bizden başka kimsenin bilemediği bir cevabı evlat edinmiş gibi mağrur, göz göze gülümserdik. O gülümseyiş ki kenarında bir kıvrım, tıpkı henüz doğmamış bir çocuk fıtratının renginde, buğusu tüterek ılık sinelere gömülürdü. Bana mı öyle gelirdi?

[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz