Adamın birine ithaf edilmiştir.
Rüyaları anlatırken hangi zamanı kullanmam gerektiğini bilemediğimden özgürlüğümün habercisi olan rüyayı hikâyeleştirmekte zorlanıyorum. Derdimi seveyim. Genç yaşımda gözümün kenarlarına eklenen derin çizgilerin yaratıcılarına dertlenemedim yazamamaya dertlendiğim kadar. Ne vardı ağzımdan çıkarken yayından kurtulmuş ok taklidi yapan kelimeler kâğıda tutunuverseydi? Ne olurdu dört köşe içine sığmaya mecbur bırakıldığımda kelam bana da yarenlik etseydi? Roman yazayım, şiir döktüreyim değildi derdim. Bir mektup yazsaydım, sâdece bir mektup! Dönüp dolaşıp yakana konuverseydi…
*