0,00 TRY

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Hüzün Kenti Kudüs

İsa Peygamberin o topraklarda doğmasından 1.000 yıl kadar önce bir tepenin üzerinde binlerce işçi çalışıyordu.

Ustaların çekiçleri taş blokların üzerine inip kalkıyordu.

Bağırışlar, arabaların teker gıcırtıları ve çekiç sesleri birbirine karışmıştı.

Kesilmiş taşların arasında saklambaç oynayan çocuklar, su taşıyan köleler, askerler ve kim bilir daha neler…

Ortalığı kaplayan toz bulutu aralandığında I. Tapınak inşaatını denetleyen Süleyman Peygamber gözüktü.

Büyükçe bir taşın üstünde asâsına yaslanmış, öylece duruyordu.

Jerusalem, Aelia, Kapitolina veya Müslümanların verdiği isimle Kudüs işte böyle kuruldu.

O gün orada olmak ve dünyanın en hüzünlü kentinin kuruluş hikâyesini fotoğraflamak isterdim.

Yahudiler, hâlen Süleyman Peygamber döneminin saltanatına ve muhteşem yapı I. Tapınağın hatırasına ağlar; “Yeniden o günler” diye dua ederler.

Kudüs, 3 kez tamamen, 32 kez ise kısmen yıkılmış bir şehirdir.

İlk önemli yıkımda Babil Kralı Nebukadnezar, İ.Ö. 587’de, bu tapınağı yerle bir etti, binlerce Yahudi’yi öldürdü yahut sürgüne gönderdi.

Ancak, 70 yıl sonra geri dönen Yahudiler tapınağı yeniden yaptı.

***

kubbet-us-sahra-aykut-inceDoğumundan 30 yıl sonra Kudüs’e gelen İsa Peygamberi görür gibiyim.

II. Tapınak’ta para ticareti yapılmasını karşı çıkıyor ve düzene meydan okuyordu.

O, diğer peygamberler gibi, insanları Hakk’a çağırmış ve menfaat şebekelerinin çarklarına çomak sokmuştu.

Düzenlerinin bozulmasından korkan Hahamlar, Romalı yöneticileri kışkırttılar.

İmparatorluğa karşı tehdit olarak algılanan İsa Peygamber, Romalılarca yargılandı ve ölüme mahkûm edildi.

İsa Peygamber cezasının uygulanacağı yere doğru sırtında haç, başında dikenli taç ile Kudüs sokaklarında düşe kalka ilerlemekteydi.

Kalabalık sevinç çığlıkları atarken annesi Meryem kim bilir belki de bir köşede hüzünle oğlunu izliyordu.

Oğul ve anne, bu sırada göz göze gelmişse eğer, bu sahneyi görmeye yüreğim yetmez, bakamazdım.

Elemli Yol (Via Dolorosa) boyunca ilerleyen kafile, infaz noktasına yaklaştığında Hz. İsa artık yeryüzünde değildi.

Onun dünyadan ayrıldığı ânı kimse bilemedi.

O gün bugün Hristiyan hacılar, onun hatırasına bu güzergâh üzerinde yürür ve gözyaşı döker.

İsa Peygamberin yaşadıklarını anlatmaya fotoğraf yetmezdi; resim, müzik, öykü ve diğer sanatlardan yardım isterdim.

****

Kudüs ve tapınak İ.S. 70’de bu kez Romalılar tarafından yıkıldı.aglama-duvari-aykut-ince

Yahudiler için yine isyân, yine sürgün, yine ölüm…

Ama bu sefer çok daha kötü günler gördüler.

Dünyanın dört bir tarafına dağıldılar.

O gün sürgün olan ailelerin biriyle gitmek isterdim.

Belki kuzeye Polonya’ya, Rusya’ya, güneye Afrika’nın aşağılarına veya doğuya İran’a.

Ama özellikle İspanya’ya giden bir ailenin peşine takılıp Endülüs’teki günlerini, sonra Endülüs’ün yıkılışını ve oradan İstanbul’a kaçışlarının öyküsünü yazardım.

(Devam edecek)

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz