Türkistan’dan Srebrenitsa’ya uzanan bir coğrafyada payımıza her dem bir kıssa düşer.
Yusuf Kıssası; Türk’ün kâh ateşle kâh ateşli imtihanının hülasası…
***
Kardeş bilinen ümmetin kuyuya attığı Türk’ü görürüm Yusuf’ta…
Telafer’de,
Halep’te,
Medine’de…
Ve nice derin kuyularda sessiz çığlıklarımızı duymayan, kulakları sağır, gözleri kör, vicdanları nasırlı kardeşler… Gömleklerimizi kana bulayan kardeşler…
***
Mânâda bir sır, sırda bir müjde saklıdır.
Mânâ: Dünya bir Yusuf’a muhtaç… Gördüğümüz kâbusları hayra yoracak bir Yusuf’a…
Sır: Gömleğimiz sırtından yırtılsa da zindanlar gülistan olacaktır. Yeter ki sen hayatı kendine zindan eyleme.
Müjde: “Ümmü’l Kitab üstüne yemin ederim” ki dün kuyuya atanlar yarın secdeye varacak.
Hissiyat-ı Mahsusa
[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]