“Etimiz ne budumuz ne, yedi yüz seksen üç bin kilometre kare toprağı olan, altı üstü yetmiş milyonluk bir ülkeyiz. Kırım’la, Bosna’yla, Kerkük’le ne işimiz olur? Biz kim, Türkmen Dağı’nda at oynatmak kim” diyen güzel kardeşim; belli ki senin tarih şuurunun içine Sykes-Picot kaçmış, şimdi şifa niyetine tut elimden de yüz beş yıl önceye, Afrika’nın kuzeyine götüreyim seni…
Âdeta çadırlarla örtülü bu gördüğün yerin adı Ayn-el Mansur. Yâni “kahramanlar yatağı”. Bir avuç Türk subayının kendilerine yardım etmeye geldiklerini duyan Trablusgarplı aşiretlerin bölgeye verdikleri isim…
Şu ileride gördüğün kapkara çadırda Halife’nin damadına âit, kucağında yeni doğmuş yavrusu yanında eşiyle birlikte çadırdan çıkan Arap kadın ne diyor kocasına duyuyor musun? “İyi ki çocuğumuza onun adını verdik; Enver Mansur büyük bir kahraman olacak!”
Şaşırma hemen, o dönem Trablus’ta doğan birçok çocuğa Enver’in adı verilmişti. Bak bu çadır da Uçan Şeyh’e âit. Haklısın daha anlaşılır olması için gerçek kimliğini yazmam lâzım, Eşref’e yâni Kuşçubaşı Eşref’e…
Çekinme gir içeri, samanları dışarı fışkırmış bu yatak da onun. Şu karşı karyolada ise Mustafa Kemal yatıyor. Bu kıyafetler, teçhizatlar, silâhlar, mermiler aldatmasın seni. Bir İtalyan karargâhında değilsin. Malûm mühimmat konusunda sıkıntı yaşadığımız anlarda gece baskınları yapan bizimkiler İtalyanlardan alıyor bunları.
Şu gördüğün anahtar da İtalyanlardan elde edilen ganimetlerden biri olan otomobile âit, markası da çok fiyakalı; Fabbrica Italiana Automobili Torino. Bildiğimiz şekliyle söylersek FIAT. Sen bu memlekette Fiat otomobile binen ilk kişinin Koç ailesinden birinin olduğunu düşünebilirsin ama yanlıştır, o ilk kişi Eşref’tir, Kuşçubaşı Eşref!
[st_callout title=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” button_text=”Kitapçılar & Abonelik Formu” link=”https://www.ayarsiz.net/abonelik-formu/” text_color=”#f2f2f2″ background=”#de7474″]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/st_callout]