Her daireye iki arabalık yer düşen, içinde havuzu ve spor salonu olan bir sitenin derinliklerinde; neşeli ve meraklı bir çocuk yaşarmış. Adı da Berk imiş… Berk, arkadaşlarından biraz kısa, hep şort giyen, akıllı bir çocukmuş. Öğretmenin sorduğu sorulara hep doğru cevap verir, anne babasının göğsünü kabartırmış…
Berk, güneşli günlerde sokağa çıkıp arkadaşlarıyla Whatsapp’tan konuşmayı severmiş sevmesine ama, en çok hoşuna giden şey, akşam olup anne ve babasıyla birlikte salonda otururken arkadaşlarıyla Whatsapp’tan konuşmakmış. “Kapat şu telefonu” telkinlerine kulak asmayan Berk, hep bildiğini yaparmış. Berk’in bu durumuna endişelenen babası, “Keşke biraz olsun doğaya çıksan. Kuşları, güvercinleri, arıları ve diğer nesli tükenen canlıları görsen ne de hoş olur Berk.” diye söylenirmiş.
İşte günün birinde, bir mucize olmuş. Afacan bir tırtıl, Berk’in camının önüne gelmiş ve “Berk! Berk! Beni duyuyor musun?” diye bağırmaya başlamış. Akıllı kahramanımız Berk, sokaktan gelen sesin ilk başta bir Minecraft canavarından çıktığını düşünmüş ve pek aldırış etmemiş. Tırtıl birkaç kere daha “Berk!” diye bağırınca bu sefer sesin bilgisayardan gelmediğini anlamış. Kalkmış, pencerenin önüne kadar yavaş yavaş yürümüş. Bir de ne görsün! Konuşan bir tırtıl. Hemen camı açmış. “Sen de kimsin?” diye soruvermiş. Afacan tırtıl, “Merhaba Berk. Adım Tırtıko,” diye cevaplamış onu. Kocaman yanaklarına kan dolan Berk, “İyi ama nasıl olur? Tırtıllar konuşamaz ki!” diye şaşkınlığını belirtmiş. Afacan tırtıl bunun üzerine “Aşağı mahalledeki nükleer santralin oradan geliyorum. Geçen haftaya kadar konuşamıyordum… Rica etsem beni içeri alır mısın? Biraz üşüdüm de…” deyivermiş… Berk, hemen eline tırtıla doğru uzatmış ve “Tabiî, atla elime.” demiş. Tırtıl da hemencecik yeni arkadaşının avucuna yerleşmiş ve teşekkür etmiş. Çünkü, bize yardım eden insanlara teşekkür etmeliyizdir.
Biraz ısınıp kendine gelen Tırtıko, “Çok teşekkür ederim Berk. Hayatımı kurtardın. Bu iyiliğine karşılık ben de senin için bir şey yapacağım.” demiş. Meraklı kahramanımız Berk ise büyük bir şaşkınlık içinde küçük yeşil dostunu dinliyormuş. “Kimsenin bilmediği bir yere, doğduğum ormana götüreceğim seni.” demiş Tırtıko. “Ormana mı? Peki ama ne yapılır ki orada? Ben odamda oturup League of Legends oynamak istiyorum.” demiş Berk. Tırtıko bunun üzerine sevimli başının üzerine şapkasını geçirmiş, eline bastonunu almış ve şarkı söylemeye başlamış:
