“İnsanlar başkalarını mantık eğitimine muhtaç görmelerine rağmen, kendilerini doğuştan muhakeme konusunda yeterince uzman addettiklerinden, gerçekte çok az insan mantık eğitimi ile ilgilenmektedir.” Bu pandemik seviyede memetik bir hastalık niteliğindedir. Biraz olsun safsatadan uzak muhakeme kabiliyeti bulunanlar ise genelde birbirinden çok farklı mantık yapıları kullanmaktadırlar. Doğal olarak bunun farkında olmayan bireyler ve gruplar arasındaki en basit iletişim bile imkânsız hâle gelmektedir. M. Maruyana’nın çok yerinde tespiti üzere; farklı mantık yapıları kullanan taraflar çoğu zaman sadece bir iletişim güçlüğünün farkında olduklarından genelde karşıdakinin mantık dışılığı, zekâ yoksunluğu, aldatıcılık veya samimiyetsizliği sonucuna varmak eğilimindedirler.
“Zihin alışkanlıklar içinde yaşamayı sever, çünkü alışılmış kalıplar olmazsa zihin karışır ve kuşkuya düşer.” Bu nedenle eğitilmemiş zihin sorgudan rahatsız olur. Sorgunun rahatsızlığından zihin yine sorguya alıştırılarak özgürleştirilebilir. Öyleyse zihnin alışkanlığını olgusal kalıplardan olgu değerlendirme sürecine evriltmek gerekir. Bu şekilde kalıplar eleştirel düşünme yöntemlerinden oluşacaktır.