“…Biz de onları efsanelere çevirdik.”
K.34:19
“… Şimdi bunca sözün sonunda, gözlerinizi kapatın ve o kadim Akad ülkesinde olduğunuzu hayal edin Kraliçem! Bugün çoktan terk ettiği yatağını, sonsuza dek âbad edecekmiş gibi çağıldayıp duran Purattu Irmağı’nın kıyısında, dokuz asır önce neşveyle ışıldayan o muhteşem şehirde…
Esagila Tapınağı’nın ortasına, âlâyıvâlâ ile dikilmişti hani 2,5 arşın yüksekliğindeki o görkemli kanunnâme! O haşmetli kral nerede şimdi? Ya ondan öncekiler; Larsa’lar, Ur’lar, Kiş’ler, aynı bin yılı paylaştığımız Kassit’ler, İsin’ler, daha düne kadar hükümranlık süren Bazi’ler?
Size onlardan haber vereyim! Tek gerçek odur ki, isimlerini bile işitmediğiniz yüzlerce hükümdar, bir zamanlar ihtişamla hükmettikleri o toprakların derinliklerinde, halkları ve pek övündükleri eserleriyle beraberce yatıp durmaktadır.
Çöl rüzgârları, değişen akarsu yatakları, depremler değildir üzerlerinden geçen.
Tarih tozudur!
Tarih tozu öyle bir şeydir ki Kraliçem;