“İnsan yedisinde neyse
yetmişinde de odur.”
Türk Söylencesi
Hep yaptığım şeyi yapacak ve kurtulacağım. Bunun ne mânâya geldiğine dâir hiçbir fikrim yok. Bunun, yâni varoluşumun ve burada bulunuşumun. Nasıl oldu da zamanın bir yerinde, o soru sorulurken, “bir sâniye, oraya, hem de etrâfımdaki bu milyonlarca insanla birlikte, gerçekten gitmek zorunda mıyım?” demedim, hayret! Oysa aksi ve çıkıntı tabiatım, böyle bir itirazı mutlaka öncelemeli, ötelemeliydi. Bundan, yâni bulunuşumdan daha kötü olan ise, kendisine dâir hiçbir şey yapamıyor oluşum. Varolmayı önemsemiyorum; fakat önemli bir şey olduğunu, en azından diğerleri için öyle olduğunu, derinden hissediyorum. Hissetmemi, anlamsız tepkileri sağlıyor.
Yaşadığından haberdâr olduğum herkesle burada tanıştım. Gözlerimi ilk açtığım yer de burası olabilir; kesin olarak bir şey söylemem mümkün görünmüyor. Çünkü bana sorduklarında, dünyâda bizim de bulunduğumuzu kesin olarak ispât edebilecek hiçbir şeye rastlamadığımın farkına varıyorum. Onlar da buna karşılık benim delirdiğimden kesin olarak emin olmakla yetiniyorlar. Çok şaşırıyorum.