Ayarsız’ın bu sayısında, ne zamandır aklımda olan “kitap” konusunu işlemek için araştırmaya koyuldum. İnternet üzerinden yaptığım araştırmalar neticesinde, dünyada ve Türkiye’de kitap okuma oranlarıyla ilgili çok ilginç verilere ulaştım. Konuya girmeden önce şunu söylemek isterim; devletimizin resmî haber ajansı Anadolu Ajansı’nın (AA) kitap konusunda yandaşlık yapabileceği aklımın ucundan geçmezdi, ancak bu yazının sonunda kitap okuma oranlarının dahi iktidar lehine nasıl ajite edildiğini göreceksiniz.
AA, 26 Şubat 2015 tarihinde Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) Başkanı Metin Celal Zeynioğlu’na dayandırdığı bir haberi takipçilerine şu şekilde duyurmuş: “Türkiye dünyada kitap okuma oranları bakımından 11. sırada yer almaktadır.” Zeynioğlu’nu bu tespiti yapmaya iten sebep ise, 2015 yılında basılan kitap sayısı. Zeynioğlu’nun aynı haberde verdiği bilgiye göre, 2015 yılında Türkiye’de 620 milyon 751 bin kitap basılmış ve buna göre ülkemizde kişi başına yılda 8 kitap düşmekteymiş.
Doğal olarak bu müthiş bilginin ardına düşen hafiyeniz, ve yazarınız bendeniz, hemen kitap okuma oranlarıyla ilgili ülkemizde ve dünyada yapılan araştırmaları aramaya başladım. Küçük bir araştırmanın ardından AA’yı üzecek Zeynioğlu’nu ise sinirlendirecek verilere ulaştım. Avrupa Birliği haberlerini yayınlayan “abhaber” adlı sitede yer alan bir araştırmaya göre, AB ülkelerinde kitap okuma oranı %21 iken bu oran Türkiye’de sâdece %0,01. Aynı araştırmaya göre Türkiye’de yaşayan bir yurttaş kitap için yılda sâdece 6,5 TL ayırıyor. Demek ki, 6,5 TL’ye 8 kitap alınabiliyormuş. Yine aynı sitede yer alan UNESCO raporuna göre Türkiye kitap okuma alışkanlıkları açısından dünyanın 86. ülkesi olarak Gambiya ile aynı ligde bulunuyor. Yazımızı okuyan saat satıcısı Gambiyalı dostlar alınmasın, bilâkis kendilerine en uygun ülkede çalışmanın haklı gururunu yaşasınlar.
AA gibi Halide Edip Adıvar imzası taşıyan bir kuruluşa hemen bühtan etmeyeyim diye çeyrek İngilizcem ile (Neden çeyrek diyorum, derginin ilk sayısındaki yazarları görünce insan ufaktan tırsmıyor değil, yazısına “poem” diye başlayan yazardan, kendisini Meksika’da etiketleyen editöre varıncaya kadar “linguistic” yönden bizi ezecek kalemlerin yanında google translate kıvamında İngilizcem ile ufaktan yol almak kâfidir) evrensel bir araştırma yaptım. İyi ki de yapmışım, zira düşkünlüğümüzün resmini canım sıkılarak gördüm. Hem Guardian hem de Washington Post gibi iki büyük gazetede yer alan bir araştırmaya göre; Türkiye dünyada en çok kitap okuyan ülkeler arasında 50. sırada, İngiltere kendisine 17. sırada yer bulmuşken, Japonya listeye 32. sıradan girebilmiş.
Bu bilgilere ulaştıktan sonra TYB’nin sayfasına girdim ve yayınladıkları raporun orijinaline baktım; kültür kitapları olarak tanımlanan ve esas üzerinde durduğumuz başlıkta yer alan kitapların tüm basılı kitapların %35’i olduğunu gördüm. Buna göre, kitapçılardan aldığımız kültür kitaplarının (roman, araştırma, felsefe, tarih…) yıllık piyasa değeri yaklaşık 500 milyon dolar. 800 milyar dolar civarı GSYİH üreten Türkiye’de basılan kitabın katma değeri bu anlamda %0,06’da kalmıştır. Bu da göstermektedir ki, Türk halkı kendisi için yılda %1’lik kültür katkısı dahi yapmamaktadır.