İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan, “8. Uluslararası Balkanlarda Sosyal Bilimler Kongresi”ne Türkiye’den katılacak olan yaklaşık 30 akademisyen ile birlikte Romanya’nın Köstence şehrine doğru yola çıkıyoruz. Varna aktarması ile Köstence Mihail Kogălniceanu Havalimanı’na iniyor ve Bizim Romanya’mızı keşfe başlıyoruz. Ancak şunu önceden belirteyim: Bazıları Romanya’yı diktatör Nikolay Çavuşesku ve hazin sonuyla hatırlayabilir, bazıları komünizme âit saraylar ve kendi halkına zulmü ile, bazıları futbol, bazıları Kont Drakula ile veya ruh karartan gece hayatı ile hatırlayabilir. Ben bunları anlatmayacağım. Zira o bir Romanya yazısı, bu ise Bizim Romanya’ya âit bir yazı. O sebeple buyurunuz Bizim Romanya’ya…
Havaalanında bindiğimiz otobüs, konaklayacağımız otelden önce, bizleri Köstence şehrinin Mangalia bölgesinde Romanya’nın en eski camisi olan Esmahan Sultan Camii’ne götürüyor. Sultan II. Selim’in kızı ve Sokullu Mehmet Paşa’nın eşi Esmahan Sultan Camii’nin bahçesine adımınızı attığınız ilk anda kendinizi Türk toprağında hissetmeye başlıyorsunuz. 1575 yılında yapılan caminin geniş bahçesi içerisindeki Osmanlı dönemine âit mezarlar caminin muhafızları gibi. Giriş kapısının hemen üzerinde günümüz Türkçesi ile “Allah’ın Dediği Olur” yazısı gözüme ilişiyor. Caminin iç kısmı ilk bakışta birçok defalar restorasyon geçirdiğini aşikâr etse de tavan, mihrap ve kandillerinde bulunan altı kollu yıldız motifleri Anadolu coğrafyasına ve hatta Türkistan’a el uzatıyor. Caminin avlusunda bizleri karşılayan, bakım işlerinden sorumlu ailenin oğlu Orhan ve annesi, tüm güler yüzleri ile “Size kara çay yapalım mı?” diyorlar. Çaya, kara sıfatı kulağa alışıldık gelmese de ne yalan söyleyeyim yüzlerimizi gülümsetmeye yetiyor.
Camiden ayrılırken son bir kez dönüp bakıyorum bu güzel mabede. Ve anlıyorum ki Bizim Romanya’da Türklüğün hâtırası taşıyor…
Ertesi sabah, Ovidius Üniversitesi’nde kongre başlıyor. Birbirinden kıymetli bilim insanlarının ilk gün sunumlarının ardından, Türk bilim heyetinin dâvetli olduğu Mecidiye şehrine doğru yola çıkılıyor. Sultan Abdülmecid’in kuruluşuyla ilgili fermanını 2 Eylül 1856 yayınladığı biliniyor. Belediye 150. kuruluş yılı kutlamalarında Sultan Abdülmecid’i fahrî hemşehri ilân etmiş. Akşam yemeği için belediye başkanının dâvetlisiyiz. Ancak evvelâ Mecidiye Camii’ne gidiyoruz. Bizleri kapıda bir Tatar Türkü olan Necmeddin Amca karşılıyor. 90 yaşına merdiven dayayan bu ihtiyar delikanlı ile uzun bir sohbet ediyoruz. Necmeddin Amca’nın ne dediği, ne istediği aramızda kalsın. Ancak bilmenizi isterim ki, Necmeddin Amca’nın her lafı gözlerinizi dolduracak. İşte o sözler ki, bu Rumen diyarını nazarımızda “Bizim Romanya” kılıyor.
Sabah yapılan açılış konuşmalarında kongreye katılan ve o an itibari ile Romanya programı boyunca bizleri hiç yalnız bırakmayan Bükreş Büyükelçimiz Osman Koray Ertaş ve Köstence Başkonsolosumuz Uygar Sertel buldukları her fırsatta zihnimizde körelmiş bu toprakları ve önemini bir hariciyeci nezaketi ile tekraren sâdece zihinlerimize değil gönüllerimize de nakşediyorlar. Her ikisi de farklı anlarda bize şu mesajı veriyor ve dostlarımıza, öğrencilerimize iletmemizi istiyorlar. Aktarımı boynuma borç olan mesaj şu minvalde: