Takdim
Edebiyat dergilerinde tiyatro oyunu tefrika etmek bugün için yitilmiş bir gelenektir. Canlandırmak ve yaşatmak gibi mübalağalı bir iddia hususunda mütevazı bir katkı sahibi olmak özel bir duygu. Edebiyatçılarımızdan ve edebiyata samimi mesai vakfeden kalemlerimizden ümitvarım. Zira Türkçenin gücüne ve birikimine Türk edebiyatının geleneğine ve bugününe sonsuz bir güven içindeyim. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın bir şaheser olan 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi’nde bize Batı’dan gelen en yabancı edebi yazın türü olarak vasıflandırılan tiyatroyu yaşatmak gerçekten de zor bir iştigal. Sahne tozu ile kitap tozu yutanların düşünce ve edebiyat hayatımız içindeki varlığı bugün için bu yabancılığı çoktan giderdiği yönünde kanaat taşımaktayım. Benzer bir ümidin tiyatro sanatı hususunda yaşasa Tanpınar’ın da sahibi olacağı 20. yy içinde kaleme alınan ve sahnelenen bugünde hararetle devam etme gayreti devam eden onlarca tiyatro oyunu ile izahtan varestedir.
Tiyatroyu bir tür olarak şahsıma tanıtan henüz ilkokul yıllarında iken devlet tiyatrolarından dersimize bir yıl boyunca misafir ettiği sanatçılarla bu kültürü aşılayan değerli ilkokul öğretmenim Neslihan Civelek’e selam etmekten onur duyarım. Benzer bir teşekkürü tiyatro gibi uzun soluklu bir tefrika için tereddütsüz biçimde verdiği olumlu yanıt için kıymetli Ragıp Ağabey’e borç bilirim.
Okunması için yazılan bir tiyatro oyunu ile sahnelenmesi için yazılan bir tiyatro oyunu birçok açıdan farklılık gösterir. Bu ay ile beraber önümüzdeki sayıları da kapsayacak şekilde oyunu parça parça bu platformda yayınlayacağız. Okuyacağınız eser her iki biçim bakımından da dikkatle yazıldı. Tabiatı gereği sahnelenmek isteyeceği gibi kaderin cilvesi olup yalnızca okunabilir de. Bunu zaman gösterecek.
