Zor geçen bir günün ardından eve gelmişti. Mutfaktan gelen yemek kokuları büyük bir ziyafetin habercisi idi. Günün yorgunluğunu biraz olsun atıp, kafayı hafif dağıttıktan sonra ziyafetin keyfini çıkarmak istiyordu. Televizyon kumandasını eline aldı. Koltuğun birine oturup diğerine ayaklarını uzattı. Yirmi metrekarelik odanın yarısını işgal ettiğinin farkında bile değildi. Acıbadem’de binalar İstanbul’un birçok semtinde olduğu gibi yapışık beton yığınlarını andırmasa da, bir aileye zorunlu yaşam alanı sunacak kadar konfora sahipti ancak.
Televizyonu açtığı anda bütün kararlılığı ve sevimliliği ile yaşlı bir Karadeniz kadını çıktı karşısına. Rizeli Hava Teyze etrafını saran jandarma erlerine,“Devlet bizim sayemizde devlet, vali kimdir, kaymakam kimdir, halkım ben” diye çıkışıyordu. Aristo ve Platon’u kıskandıracak bir “devlet” tanımı idi bu. Tek kişilik koca bir “halk hareketi” idi Hava Teyze’nin protestosu.
Hava Teyze’nin ardından ekranda beliren TEMA Vakfı gönüllüsü, Karadeniz’in dağlarını kitle turizmine açacak olan Yeşil Yol Projesi için, “bu bir doğa katliamıdır, yaşamın bizzat kendisine açılmış bir savaştır” diyordu.
Ekranda iş makinelerinin âdeta yeşili yararak açtığı yol görüntüleri yayınlanırken, sunucu Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın verileri ile desteklediği haber metnini okuyordu:
“Projenin geçtiği bölge, 200 küresel ekolojik bölge arasında yer alıyor. Bölge aynı zamanda, yeryüzünün en zengin biyolojik çeşitliliğine sahip, ancak tehdit altındaki 35 sıcak noktadan birisi olarak gösteriliyor.
Karadeniz’in sarp coğrafyasında yüzlerce kilometre uzunluğunda ve onlarca metre genişliğinde bir yol ağı açılması durumunda, devâsa kazı ve dolgularla hektarlarca orman arazisinin, meranın ve binlerce ağacın yok olacağı belirtiliyor.
Karadeniz’in kitlesel turizme kapılarını açmasının bölgenin özelliğini yitirmesine neden olacağını ve önemli bir ekonomik ve ekolojik değerin zarar göreceğini ifâde eden uzmanlara göre; doğal yaşam alanlarının yol ağlarıyla ve turistik tesislerin başı çektiği yerleşim bölgeleriyle parçalara bölünmesi, başta büyük memeliler gibi geniş alanlara ihtiyaç duyan yaban hayvanlarının ve kuşların yaşamını tehdit edecek. Hayvanların üremeleri, doğal alanlar arasında geçiş yapmaları, beslenme ve barınma alanları bulmaları zorlaşacak, insanlarla çatışmaları artacak.”
[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]