Olgunluk, yaşanılan hayatın içerisinde edinilen tecrübelerin bileşeni olarak tesir eden haldir. Haricen olgunluk, artık sürrealist bir kavramdır. Çünkü bizler karpuz tarlasının ortanca çocuklarıyız. Göğün maviliğine karşın karpuzun yeşilini savunacağız. Gözümüze ilişen ham meyveyi dalından koparacağız.
Teknoloji çağında yaşanan cehaletin tanımı aslında tam olarak bu olsa gerek. “Ham meyveyi kopardılar dalından.” Müzeyyen Senar dinleyen nesle aşina değilsiniz biliyorum. Parasızlığın aşk acısından daha vahim görüldüğü bir çağda hava kapalı da olsa alemlere akmaktan geri durmayan bir gençliğin attığınız temelleri henüz kurumak üzere. Yani el basıp imza atmak isterseniz acele etmelisiniz. Nitekim gelecek nesillerin mimarları pardon müteahhitleri sizlersiniz.
Baby Shower ayini ile doğmadan tüketmeye alışan çocuklarımız, hazıra dağ dayanmaz deyimindeki dağ olarak dünyaya geliyorlar. Başarının satın alındığı bir devrin tanımını hazırlıyoruz. Para bir ekonomi terimi olmaktan çıkıyor ve ekonomi para tarafından satın alınıyor. Güzelim dergimizin bir kapağında “Haklı kim ise güçlü o olsun.” yazıyordu, hatırlarsınız. Bu ütopya “Zengin kim ise güçlü o’dur.” distopyasına yeniliyor maalesef. Dünya insanlık tarafından afiyetle yeniliyor.