Her şarkının bir yazılış hikâyesi var, biz henüz o hikâyeyi bilmesek bile.
***
Tam 126 tane…
126 cam parçacığı…
126 gökkuşağı…
126 küçük göz damlası.
Her birini işaret ve baş parmağının arasında ovuşturup, yavaşça kırmızı kesenin içine geri bıraktı. Her gün, sabah uyandığında ve geceleri yatmadan önce yaptığı gibi bir kez daha misketlerini itina ile saymıştı. Artık rahat bir nefes alarak günü sonlandırabilirdi. Hiçbirine bir şey olmamıştı, sanki olabilirmiş gibi, yine de saymadan edemezdi. Kesenin ağzını bağlayıp komidin çekmecesinin içine özenle yerleştirdi. Alarmının kurulu olduğuna emin olup, gecenin sessizliğine gömüldü.
Alarmdan, her zamanki gibi, 5 dakika önce kalkmış, göz kapaklarını aşağı yukarı hareket ettiriyordu. Uyanmakta zorlanan biri olmamıştı ama nedense o sabah yataktan kalkacak gibi hissetmiyordu kendini. Eklem yerlerinde ağrı vardı ve nefes alırken göğüs kafesinden hırıltıyı andıran sesler geliyordu. Üstelik çok ilginç bir rüya görmüştü.