Arkaplan:
Amerika Birleşik Devletleri, Şangay Yedilisi ile devam eden savaşın en zor günlerini yaşıyordu. Rus ve Çin birlikleri Tsya Quangr Tri’yi ele geçirmişti ve bu durum, art arda büyük kayıplar yaşayan Amerikan ordusunun moralini yerle bir ediyordu. Üst üste gelen hezimetlerden ötürü basın ve kamuoyu nezdinde zor duruma düşen başkan Alan Richard, bir yandan Yeni Vietnam’daki kayıplar ve Mars Kuşağı neslinin kalabalık protestoları ile cebelleşirken, bir yandan da gerilimi hızla yükselen sıcak savaş gündemi içinde, Şangay Yedilisi ile uluslararası arenada mücadele ediyordu. “Skandal avcısı” lakabıyla ünlenen ulusal güvenlik direktörü Felix Hoover’ın zamansız (ve şüpheli) ölümü, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki geleneksel cepheyi âdeta şaha kaldırmıştı. Bu durum, Richard’ın gittikçe zâlimleşen ve Amerikalıların anayasal haklarına “ara veren” adâletsiz uygulamaları karşısında edinilmiş bir “zafer” gibi algılanıyordu. Richard’ın ve ekibinin sansasyonel bir başarıya ve ayrıca Şangay’ı zor durumda bırakacak uluslararası bir gündeme ihtiyacı vardı.
