Yâreli ırmak
Berrak kıvrımlarını süsleyen çakıl taşlarını
Boğazımda hissediyorum
Fırtına mahfili kurulu
Puslu zamanlar dökümü havada uçuşuyor ama
Yel hissedilmiyor
Gökten ve topraktan uzak hep bir hipnoz hali
Uykuda akıtılan terlere sıkışan.
Nişangâhımda biriken nesneler:
Sürgünlük ödüllerim ve
Kirpiklerimde kan pıhtısı…
Yusufları katlettik
On bir kardeşten daha suçluyuz
Başımın üstündeki kuyu karanlığından
Eskimiş gömleğimin yakasına düşen
Taşralı düşlerim var
Yıldızların içini sızlatan
Çocukluğumdan silik bir şekilde tanıdığım
Yâreli ırmağa
Sitemim kadar.