Önceki yazımızda, “millet var mıdır?” sorusunu üç başlık altında inceleyerek tarih, felsefe ve din bağlamında milletin karşılığını ortaya koyduk. Bu sayıda ise yaşadığımız çağda milletlerin farklılıklar üzerinden ekonomilerini nasıl geliştirdiğini, farklı olmanın neden gerçek bir zenginlik olduğunu, etnik renklilik ile milletleşme sürecinin popüler ve klâsik kültürde nasıl ayrıldığını izah etmeye çalışacağız.
Popüler kültür içerisinde etnik unsurların millet çatısı altında olduğunu gösteren en önemli araçlardan biri “mutfak kültürü”dür. Bugün neredeyse bilim düzeyinde değerlendirilen mutfak kültürü, bölgesel anlamda etnik yemeklerin kökenleriyle değil, ortaya çıktığı coğrafyanın hâkim milletinin adıyla anılıyor. Örneğin, çiğköfte ülkemizde Kürt kökenli vatandaşlarımızın eliyle meşhurluk kazanan bir yemek olmasına rağmen batıda Türk çiğköftesi olarak anılmaktadır. Yine Çerkez tavuğu olarak bilinen yemek ülkemize gelen turistlere ikram edildikten sonra onların hâfızalarında bir Türk yemeği olarak kalmaktadır. Başka bir örneği de Türk kahvesinden verebiliriz; ülkemizde kahve yetişmemesine rağmen, coğrafyamız dışından öğrendiğimiz bu sıcak içecek bizim adımızla anılmaktadır. Bunun sebebi; tarihe, siyasete, yönetime hâkim olan etnik unsurun etrafında milletleşmektir.
[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]