Anlı şanlı isimlerin yazdığı popüler edebiyat dergilerinden birinin ağustos sayısının kapağını görünce irkildim. O çok sevdiğim Attila İlhan ustamız ile kendisinin o pek meşhur şiiri “Mahur Beste”nin bir dizesi vardı kapakta. Kapak aslında çok güzel düzenlenmişti ve oldukça da dikkat çekiciydi. O fâhiş edebî hata bir edebiyat dergisinde olmasaydı tabiî…
Önce o caanım şiiri bir koyalım şuraya:
Mahur Beste
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız,
O mahur beste çalar müjgânla ben ağlaşırız.
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız,
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız,
O mahur beste çalar müjgânla ben ağlaşırız.
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı,
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı,
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı,
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı.
Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra,
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara,
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara,
Geceler uzar hazırlık sonbahara.
Burada şairin, o mahur beste çalınca ağlaştığı müjgân, pek çok kişi tarafından bir “kadın” olarak bilinir, anlaşılır, tasavvur edilir. Oysa asıl olan, Müjgân isimli sevilen bir kadın değil, dilimize Farsça’dan geçmiş bir kelime ile ifâde edilen “kirpik” anlamındaki müjgândır. Ve edebiyat tarihi, yürek yakan yalnızlığın, kendi kirpiği ile ağlayan göz imgesiyle ifâde edildiği böyle muhteşem bir benzetmeyi sanıyorum yazmamıştır. Aşk olsun!
[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]