- “Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda,
- ‘Hangi günahtan dolayı öldürüldü?’ diye.
- Amel defterleri açıldığında,
- Gök sıyrılıp açıldığında,
- Cehennem kızıştırıldığında,
- Ve cennet yaklaştırıldığında,
- Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.”1
Bu yazı feminizm üzerine bir yazı dizisinin ilk denemesi olarak tasarlandı. Kimi zaman düşünürlerin ve yazarların yaşam öykülerine, kimi zamansa eserlerine, fikirlerine odaklanan kısa pasajlar aracılığı ile feminizm(ler)i irdelemeyi hedefliyor.
I
Latince’de kadın anlamındaki femina sözcüğünden türetilmiş olan feminizm sözcüğünün kavramsal karşılığı, Cins Bakışı Sözlüğü’nde; “[c]inslerin toplumsal, siyasal ve ekonomik eşitliği inancına dayanan çeşitli teori ve uygulamalar” olarak ifâde edilir. Genelgeçer, tek bir tanımla feminizm, kadınların kadın oldukları için mâruz kaldıkları eşitsizliklerin kökenlerine ve çözümüne ilişkin yaklaşımlar ve eylemler bütünü olarak ifâde edilebilir. Ancak, tanımından da görülebileceği gibi, tek bir feminizm söz konusu değil; kadınla ilgili meselelerde farklı teorik/ideolojik arka planlara dayanan ve farklı eylemlilikler öngören pek çok feminizm var. Bu bağlamda feminizmi bir “ideoloji” olarak nitelendirmenin imkânı da tartışmaya açık; daha ziyade farklı ideolojilere dayanan ideolojik bir mücadele sahası ve bilimsel çalışma alanı olarak ifâde etmek mümkün görünüyor.
[vc_cta h2=”Yazının devamı Ayarsız dergisinde” style=”3d” add_button=”right” btn_title=”Abonelik Formu” btn_style=”3d” btn_shape=”square” btn_color=”danger” btn_link=”url:http%3A%2F%2Fayarsiz.net%2Fabonelik-formu%2F|||”]Ayarsız dergisini kitapçılardan edinebilir veya Abonelik formunu doldurarak adresinize getirtebilirsiniz.[/vc_cta]
