İşbu, Havva’nın özyaşam öyküsü, post travmatik stres bozukluğudur.
Yer: Havva’nın evi. Sahnede Havva’nın odası ve mutfak görülür. Odada dağınık yatak, kedi ve yazı masası vardır.
Kişiler: 1. Havva. 2. Bigâne (Havva’nın ev arkadaşı) 3. Âdem (Havva’nın sevgilisi) 4. Bayan Frankenstein (bayan Frankenstein) 5. Selim (the Kaygılı one, Havva’nı yakın dostu).
Konu: Kriz öncesi olay kırıntıları, Büyük Kriz ve sonrası.
G Ü N L Ü K. D I Ş S E S: Eski yazdıklarını bu deftere kaydetmeyecek. Öncekilerden yalnızca tek bir cümle Havva’yı buraya getiren geçmişi özetliyor çünkü: “Kırk kanadı vardı Havva’nın; kırkını da kırıp eline tutuşturdu Âdem: Al, kanatların böyle daha güzeller.” Belki de daha yazacak kadar iyileşmedi. Fakat Âdem’in o menfur saldırısından sonra yazarak kendisini sökmek ve sonra yeniden örmekten başka bir devası kalmadı Havva’nın.
S A N R I: “Havvalar deryasında bir havva kabarcığıyım. Saydamım, köşelerim yok, yuvarlağım. Diğer kabarcıklarla sürtüşürken basınca dayanamıyorum, patlıyooruuummm….”
[N O T. D E T A Y L A N D I R I L A C A K: Köprü altı, Havva’nın kimsesizlik klişesi. Telefonunu duymadığı için büyükçe bir söz dalaşına girdiği annesinin o gece anîden hayatını kaybetmesinin ardından, Havva’nın hayatının Türk filmine boyanmasını, yaşadığı kasabanın bütün köprü altlarını keşfedişini simgeleyen, gerçeğin kendisi hâline gelmiş simülasyon. Ayrıca Selim’i ikna ettiğinde kurmak istediği yayınevinin adı: Köprü Altı (Neşriyat.)]